Menstrüasyonun bitişi olarak kabul edilen menopoz, kadınların hormonal, fizyolojik ve psikolojik değişiklikler yaşamasına neden olmaktadır. Menopoz döneminde değişen hormonal dengelerde en önemli etki östrojen hormonuna aittir. Azalan östrojen düzeyi menopozdan sonra gelişen çok sayıdaki semptomatik durumdan sorumlu tutulmaktadır. Çalışmalarda fitoöstrojenlerin (östrojen hormonu gibi davranan bitkisel östrojen) bazı semptomlara (sıcak basması, gece terlemesi, uyku düzeninin bozulması, uykusuzluk, baygınlık, depresyon ve sinirlilik gibi) karşı koruyucu olabileceği yönünde sonuçlar alınmıştır. Fitoöstrojenler; izoflavonoidler, stilbenler, lignanlar ve kumestanlar olmak üzere dört alt gruba ayrılır. İzoflavonlar daha çok soya ve soya ürünlerinde ve diğer kurubaklagillerde, lignanlar; en çok keten tohumu, çavdar kepeği, kiraz, çilek gibi meyvelerde, stilbenler; yer fıstığı ve kırmızı şarapta, kumestanlar ise kurubaklagillerde bulunur. Fitoöstrojenler, östrojenik ve antiöstrojenik, antioksidant, antiproliferatif (hücre çoğalmasını önleyici) ve antianjiogenetik (kanser oluşumunu önleyici), antienflamatuar (iltihap azaltıcı) özellikler gösterebilmektedir. Östrojenik ve antiöstrojenik özellikleri ile daha çok menopoz veya osteoporoz ile ilişkili iken, antioksidant özellikleri ile kanserle ilişkili olduğu bildirilmiştir.
Son yıllarda menopoz semptomlarını önlemek için medikal olmayan alternatif tedavilere başvurulmaktadır. Keten tohumu da bu alternatif tedaviler içinde yer almakta, gün geçtikçe popülaritesi ve üzerine yapılan çalışmalar artmaktadır. Keten tohumu, fitoöstrojenlerin alt gruplarından biri olan lignanların en zengin kaynaklarından biridir. Aynı zamanda a-linolenik asit (ALA), çözünen ve çözünmeyen posa içermektedir.
Menopozda östrojen düzeyinde azalma ile kadınların kemik kaybı hızlanır. Böylece kalsiyum gereksinmesi artar. Kalsiyum alımını artırmak, kemik kaybının yavaşlamasına yardım eder. 2001 yılı RDA (Tavsiye edilen günlük ihtiyaç değerleri) 'ya göre 50 yaşından sonra günlük 1200 mg kalsiyum alımının yeterli olduğu düşünülmektedir. 250 ml süt 300 mg kalsiyum sağlar. Kalsiyum gereksinimi ayrıca yoğurt, peynir ve yeşil yapraklı sebzelerle de karşılanmaktadır. Yapılan çalışmalar fitoöstrojenlerin postmenopozal kadınlarda kemik mineral yoğunluğunun korunmasında hormon tedavisine göre daha etkili olduğunu ileri sürmektedir. Fitoöstrojenler kemikte östrojen reseptörlerine bağlanarak östrojenik etki gösterdiği ve bu mekanizmanın menopozda oluşan kemik yıkımını azalttığı gösterilmiştir.
Menopozda östrojen düzeyinin azalması ile kalp hastalığı ve yüksek kan basıncı riski oluşur. Menopoza girildiğinde ayrıca hormon düzeylerindeki değişme ile metabolik hız veya vücudun kullandığı enerji hızı genellikle azalır. Bu nedenle bazı kadınlar daha önce hiç kilo sorunu olmasa bile, ağırlık kazanırlar. Bu sebeplerden dolayı kadınlar beslenme ve fiziksel aktivitelerine, yaşam şekillerine dikkat etmelidir.