Beslenme, sporcunun performansını büyüme ve gelişmesi kadar etkilemektedir. Sporcuların antrenmanlarında üst düzey etkinlik sağlayabilmeleri için doğru beslenmeleri büyük önem taşımaktadır. Yeterli beslenme ve sıvı tüketimi ile antrenmanın etkinliği artırılarak üst düzey performansa ulaşılabilmektedir.
Sporcuların diyetinin yeterli enerji ve vücudun gereksinimi olan yaklaşık 50 besin öğesi ve yeterli sıvı içermesi önemlidir. Vücut enerji kaynağı olarak karbonhidratları tercih etmektedir. Diyetin enerjisinin %55-60'ı karbonhidrattan, %10-15'i proteinden, %30'dan azı yağdan karşılanmalıdır. Artan fiziksel aktivite besin öğeleri, dolayısıyla besin gereksinimini artırmaktadır. Sporcular daha çok enerji, sıvı ve elektrolit olarak da tuza gereksinim duymaktadırlar.Genç sporcular günde 4000-5000 kaloriye gereksinim duyarken, spor yapmayanların gereksinimi günde 2000-3000 kaloridir. Bu nedenle spor yapan gençler tüm yiyecek gruplarından (özellikle ekmek,tahıl,sebze,meyve) almaları gereken porsiyon ölçülerini, gereksinimlerini karşılamak için artırmalıdırlar.
Enerji gereksinimi kadar enerji kaynağı da önemlidir. Vücut egzersiz için gerekli yakıtı karbonhidrat ve yağlardan sağlamaktadır. Fakat, egzersiz yoğun yapıldığı zaman gerekli yakıt, sadece karbonhidratlardan sağlanmaktadır. Bu nedenle yeterli karbonhidrat tüketildiğinden emin olunmalıdır.
Karbonhidratları yapılarına göre iki grupta incelemek mümkündür. Birinci grupta yer alan ''basit şekerler'' sindirime uğramadan, barsaklardan 15-20 dakika içinde emilip kana geçen , kan şekerinde ani yükselme ve düşüşe neden olan şekerlerdir. Sindirilirken çok kolay ayrışan bir organik yapıya sahip olduklarından, doğrudan enerji kaynağı olarak kullanılırlar.Örneğin çay şekeri ve kolalı içeceklerdeki şeker(sakkaroz), meyvelerde bulunan meyve şekeri (fruktoz), süt şekeri (laktoz), bal, reçel ve pekmez basit şeker grubundadırlar.
Sindirimleri 3-4 saat süren ''bileşik ya da kompleks karbonhidratlar'' yani tahıllar (ekmek,pirinç,makarna,bulgur,mısır,un gibi), kurubaklagiller (kurufasulye,nohut,barbunya gibi) ve sebzeler (bezelye, patates gibi) kan şekeri üzerinde daha yavaş ve uzun süreli etki gösterirler. Sindirimleri uzun süren kompleks karbonhidratlar, çabuk enerji kaynağı olan basit şekerlerden daha elverişli enerji kaynağıdırlar.
Antrenman ve maç sırasında kasların performansı için enerjiye gereksinim duyulmaktadır. Glikojen, çalışan kaslar için bir yakıt kaynağı, karbonhidratların kas ve karaciğerdeki depo şeklidir. Her aktivite glikojen kullanımını gerektirmektedir. Yeterli karbonhidrat tüketilmezse glikojen depoları boşalır ve yorgunluk oluşur. Glikojen depolarının yenilenmesi için karbonhidrat (şeker ve nişasta) tüketilmelidir.
En iyi karbonhidrat kaynakları meyveler, sebzeler ve tahıllardır. Daha ayrıntılı belirtmek gerekirse; ekmek, pilav, bulgur, makarna, kuskus, hamur işleri, kurubaklagiller, patates, yerelması, bisküvi, gözleme, meyve suları, düşük yağlı tatlılar, yoğurt, düşük yağlı dondurma, taze ve kuru meyveler, meyveli tatlılar kaslar için karbonhidrat kaynağıdır. Bunlar aynı zamanda vitamin, mineral ve posa kaynağıdırlar. Fakat rafine basit şekerler olan şeker, şekerleme, kolalı içecekler, hazır meyve suyu sadece karbonhidrat içermektedir ve günlük enerjinin %10'unu geçmemelidir.
Önemli olan antrenmanlara aç iken başlanmamasıdır. Aç iken antrenman yapmak antrenman kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Antrenman ya da maç öncesi menüde karbonhidrattan zengin yiyecekler yer almalı, karbonhidratlar maç ve antrenman öncesi öğünün en önemli kısmını oluşturmalıdır. Az yağlı süt, yoğurt, peynir, et, tavuk eti, patates, bezelye, mısır, muz, elma, üzüm, taze sıkılmış meyve suları, pilav, makarna, ekmek, az yağlı kek ve kurabiyeler karbonhidrattan zengindir. Fakat antrenmandan 45 dakika-1 saat önce tüketilen basit şekerler insülin salınımını artırır, antrenman sırasında da kan glikoz düzeyini düşürür ve kas glikojeninin enerji için kullanılmasına neden olur. Bu da yorgunluğun başlamasını hızlandırır.
Antrenman veya maç öncesi yemek antrenmandan 3-4 saat önce olmalıdır. Antrenmandan önceki 1 saat içinde karbonhidrattan zengin bile olsa yiyecek tüketilmemelidir. Sadece bol miktarda serin su tüketilebilir. (Tablo 1)
Bir sonraki antrenman için yakıt deposu olan kas ve karaciğer glikojeninin hızla yeniden sentezini kolaylaştırdığı için antrenman sonrası beslenme çok önemlidir. Yoğun bir antrenmandan hemen sonra dolaşımdaki adrenalinin varlığı nedeniyle organizma yakıt depolarını kullanmaya devam etmektedir. Antrenman sonrası yiyecek tüketimi glikojenin hızla yenilenmesini kolaylaştırmaktadır.
Kolay sindirilip, emilen yiyecekler tercih edilmelidir. Bu yiyecekler karbonhidrattan zengin , düşük yağ içeren meyve, ekmek, tahıl gevreği, az yağlı süt, yoğurt, taze sıkılmış meyve suları gibi yiyecek ve içeceklerdir. Kolalı içecekler ile çikolata, bisküvi,cips, yağlı süt gibi yiyecek ve içecekler gaz yapıcı oldukları ve midede uzun süre kaldıkları için tüketilmemelidir. Antrenman ve maç sonrası, sporcular mümkün olan en kısa sürede karbonhidrat içeren sıvı ve yiyecek tüketmelidirler. Egzersizi takiben 30 dakika içinde sporcuya 2 g/kg karbonhidrat tüketimi önerilmektedir. Egzersiz sonrası ilk 2 saat içinde kas glikojeninin yeniden sentez oranı arttığı için egzersizden sonra ve her 2 saatte bir 50 g karbonhidrat içeren yiyecek ve içecekler (Tablo 2) ana öğün tüketilinceye kadar yenmelidir. Yoğun bir egzersiz sonrası sporcuların kas glikojen depolarının yenilenmesi en az 20 saat sürmektedir. Sporcuların enerji gereksiniminin büyük çoğunluğu kas glikojen depolarından sağlanmaktadır. Egzersizden sonra 4-24 saatlik süre boyunca glikojenin yeniden sentezi için en önemli şey tüketilen toplam karbonhidrat miktarıdır.
Organizmada önemli görevleri olan su, vücut ağırlığının da büyük bölümünü oluşturmaktadır. İnsan besin almadan haftalarca canlılığını sürdürebilir, ancak susuz sadece birkaç gün yaşayabilir. Vücut suyunun %10'u yitirildiğinde yaşam tehlikeye girmekte, %20 oranında eksilme ölümle sonuçlanmaktadır.
Su içmek için susamayı beklemek sıvı kaybını karşılamada geç kalmaya neden olmaktadır. Bu nedenle susamayı beklemeden su içilmelidir.
Yeterli su tüketilmeden egzersize başlandığında veya terle oluşan su kaybı karşılanmadığında dehidrasyon (vücuttan sıvı kaybı) oluşmaktadır. Dehidrasyon tehlikeli bir durumdur ve ilk belirtileri susama, üşüme, ıslak deri, kalp çarpıntısı ve bulantıdır. Dehidrasyon ilerledikçe baş ağrısı, kramplar, sık nefes alma, baş dönmesi ve ağızda kuruluk oluşmaktadır.
Egzersiz ve maç öncesi, sırası ve sonrası bol miktarda serin sıvı tüketilerek dehidrasyon önlenebilir. Susama duygusu oluşmadan egzersiz ve maçtan 15 dakika önce 1-1.5 su bardağı serin su (8-10 °C) , egzersiz ve maç sırasında her 10-15 dakikada yarım bardak su tüketilmelidir. Serin su vücut ısısını absorbe etmeye yardımcıdır ve mideden hızla emilmekte ve vücuda hızla dağılmaktadır. Dolayısıyla, vücudun serinlemesine yardımcı olur.
Egzersiz öncesi ve sonrası çıplak olarak tartılarak vücut ağırlığı kaydedilmeli, egzersiz sırasında terle ne kadar sıvı kaybı olduğu saptanmalıdır ve bu su kaybı su içerek karşılanmalıdır. Terleme ile oluşan sıvı kaybının karşılanıp karşılanmadığını saptamanın en kolay yolu idrarı renk ve miktar olarak izlemektir. Eğer idrar koyu renkte ve az miktarda ise çok su içilmesi gerektiğini, açık renk ise vücutta sıvı dengesinin sağlandığını göstermektedir.
Terle kaybedilen tuz gereksinimi tuzlu yiyecek tüketimi ile karşılanmaktadır. Tuz tableti kullanımı önerilmemektedir. Çünkü tuz tabletleri mide kramplarına neden olmaktadır. Tabletler midede suyu uzun süre tutarak barsaklardan ve dokulardan suyun geri emilimine neden olmakta ve su gereksinimini artırmaktadır.
Maçtan 1 saat önce :
Maçtan 2 saat önce :
Maçtan 3-4 saat önce :
2 orta dilim ekmek veya sandviç
15-18 adet kraker
7 adet etimek
5-6 adet bisküvi
3-4 adet kakaolu-fındıklı gofret
1 kase tahıl gevreği+süt
2 su bardağı patlamış mısır
3 dilim meyveli kek
2 büyük boy haşlanmış patates
2-3 adet muz
4-5 yemek kaşığı reçel, bal, pekmez
1 büyük kutu sporcu içeceği
1 kutu meyve suyu
10 adet kuru meyve
100 gram lokum
50 gram pestil